/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    +2
    mahkeme-i kübra : islam inancına göre kıyametten sonra, dünyada yapılmış bütün kötülüklerin yargılanacağı, iyiliklerin tartılacağı mahkeme

    hicap : Utanma, utanç, sıkılma

    necaset : Pislik

    icabet : Bir buyruk veya isteğe uyma, kabul etme, razı olma

    müşahede : Görme, gözlem

    müstear : Takma ad

    dalalet : Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma

    izzet-i nefs : Özsaygı, kişinin kendine verdiği değer.

    şehla : Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı

    arş-ı ala : Tanrı'nın dokuzuncu kat gökte bulunan, kudretinin tecelli ettiği mekan

    habaset : Kötülük, alçaklık

    tevatür : Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti

    zül : Alçalma, düşkünlük

    müfteris : Fırsat bilen. Fırsat bulan.

    intikal : Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş

    halisane : içtenlikle

    tebdil-i dünya : Başka bir dünyaya göç etme

    dübür : Kalın bağırsağın anüsle sonlanan düz kısmı olarak bilinmektedir, züt deliği

    bızır : Kadınlık organının üst yanında cinsel zevk duyumu noktası olan bölüm, dılak, klitoris, bezelye tanesi

    cerahat : irin, iltihap

    tecelli : Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma

    mütevellit : Meydana gelmiş, ileri gelmiş

    taammüden : Bilinçli bir biçimde, önceden tasarlayarak, bile bile, kasten

    ifrazat : Vücuttan çıkan kan, irin, ter vb. şeyler, salgılar.

    padişah şerbeti : döl, sperm

    zerre-i miskal : Toz zerresi

    pazen : içi havlı dışı perdahlı pamuktan dokunmuş kumaş türü

    bilahare : Sonra, sonradan, daha sonra, sonraları
    ···
   tümünü göster