0
1967 yılında ingiltere Cambridge Üniversitesi’nde Jocelyn Bell, düzenli ve ısrarlı bir radyo sinyali yakalar. Radyo sinyalinden kalbin vuruşları gibi düzenli vuruşlar gelmektedir. O dönemde Uzay’da böyle düzenli vuruşların kaynağı olabilecek bir gök cismi bilinmiyordu. Bu yüzden bu sinyallerin, başka gezegenlerdeki akıllı yaratıklar tarafından gönderildiğine kanaat getirildi. Büyük bir heyecanla davetiyeler bastırıldı, basın kuruluşlarına haber verildi ve LGM adı verilen görkemli bir seminer düzenlendi. LGM (Little Green Men) “Küçük Yeşil Adamlar” demektir ve bu isim, Evren’deki akıllı yaratıklarla irtibat kurulduğunu simgelemektedir. Çok kısa bir süre sonra söz konusu sinyallerin kaynağının nötron yıldızlarının çok büyük bir hızda dönmeleri olduğu anlaşılır. Böylece nötron yıldızlarının bu çeşidine “Pulsar” adı takılacaktır. Jocelyn’in buluşu uzaylılarla irtibatı sağlayamamıştır ama Pulsarların keşfini sağlamıştır. ingilizce’de “pulsate”, nabız gibi vuruşları ifade eden bir kelimedir. “Pulsation” da “vuruş, titreşim” demektir. Nötron yıldızlarının bu çeşidine takılan “Pulsar” ismi de Kuran’da geçen “Tarık” yani “Vuruş” ismiyle uyumludur.
Ve Evren’e ve Vuruşlu’ya (Tarık’a) (86:1)
Vuruşlu (Tarık) nedir kavrayabilir misin? (86:2)
O delici yıldızdır. (86:3)