selma abla beni bekliyordu evde. o da koymuş chivas içiyor yine. yanında da parliamenti. ben ağlıyorum. selma abla "nerdesin sen yarram" dese de o halimi görünce yüzü düştü bir an.

-noldu lan ? anlattın mı ?

-terk etti beni abla. (ağlamaklı)

selma abla ayağa kalktı sarıldı bana. yakama yapıştı , önüne ittirdi beni bir iki tokat attı kendime geleyim diye. sonra tekrar sarıldı. "geçecek ablası, her şey nasıl geçtiyse bunlarda geçecek." teselli ediyordu beni. avutacak kimsem de yoktu zaten. oğlunun huur diye reddettiği kadın oğlu yaşındaki kalbi yaralı çocuğu avutuyordu. ikimizde oturduk. içmeye başladık. ardı ardına sigaralar yanıyor. ben ağlıyorum selma abla bana bakıyor, ben ağlıyorum selma abla bana bakıyor. içimdeki cam kırıklarımı yapıştırmaya çalışıyor selma abla. ama çaresiz yine aynı yerden kırılacak. yattım selma ablanın dizine ağlaya ağlaya uyuyakalmışım. selma abla da o şekilde uyuyakalmış.

sabah selma abla uyandırdı.

-kalk halidakisperm ,işe geç kalacaksın.

-işi bırakıyorum ben abla gitmeyeceğim.

-halidaki kalk dedim gibtirtme şaftını kalk.

-abla gitmiyorum. işe diye çıkar başka yere giderim gitmeyeceğim işe.

-tamam amk senin yerine ben giderim o zaman. nerede lan bu yer.

-abla saçmalama otur şuraya var benim bankada param.

-lan bana bak sokarım şimdi kafana işin yerini tarif et bana hemen.

zorla benden iş yerinin adresini verdirdi, birde kartını aldı. o gün benim yerime işe selma abla gitmiş, nasıl başardıysa adamları ikna etmiş çalışmış. halidaki bugün hasta işi aksamasın diye beni gönderdi demiş. kim kime yapar bu iyiliği amk ? selma abla orada benim yerime çalışsın bende sorumsuz , düşüncesiz bin, akşama kadar evde tek başıma içtim...