/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    -2
    muhalefetin içi boş ve mantıksız projeleri karşısında akılcı ve mantıklı projeler ile göz dolduran beyanname demiş arkadaşımız açıkcası zütümle güldüm bu beyanname abd beyannamesidir şimdi nedenini açıklıyorum.

    öncelikle nasıl bir Türkiye tercih ederim

    1- HES yapılmasına karşın yaşanacak bir TÜRKiYE'yi tercih ederim

    2- Arazi toplulaştırma ve tigh projesi yerine kadın-erkek eşitliğinin sağlanması'nı tercih ederim

    3- Mersin akkuyu nükleer enerji santralı projesi yerine kendi kendine yeten tam bağımsız bir ülke olmayı tercih ederim.

    4- Bölünmüş yol projeleri yerine tek adam olmayan CUMHURiYETÇi bir sistemi tercih ederim

    5- Büyük büyük tüneller yerine şeffaf bir devleti tercih ederim

    6- Yolsuzluk yapan bir devlet yerine makam araçlarını satacak namuslu adamları tercih ederim (Eğer şuan kılıçdaroğlu iktidar olamaz diyorsanız dürüst olduğundandır olmadığından değil Türkiye'de şuana kadar Atatürk dışında dürüst adam olmamıştır)

    7- Köprüler yerine laiklik ve inanç özgürlüğü olan bir ülkede yaşamayı tercih ederim

    8- Kürt sorununun gizli saklı değilde CHP sayesinde tüm halkın bilgilendirilerek parlamentoda çözülmesini tercih ederim.

    9- kanal istanbul yerine yargının başkannın köpeği olmadığı bir ülkede yaşamayı tercih ederim

    10- Yhtler yerine özgür ideolojilere saygılı bir Türkiyeyi tercih ederim.

    Daha çok sayarım fakat malum şahısa anlatır gibi anlattım *

    Şimdi amerikalı ünlü ekonomist john perkins’in “bir ekonomik tetikçinin itirafları” adlı kitabından birkaç alıntı yapıyorum ve bu beyannamenin neden abd beyannamesi olduğunu açıklıyorum

    • kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız..
    • sonra onlara arabalarımızı satarız..
    • daha sonra bankalarını satın alırız..
    • o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız..
    • böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle..

    o ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. o ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır..
    aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton yığınları oluşur ve bizim şirketlerimiz kazanır..
    o ülkedeki birileri de nemalandırılır. toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkânsızdır. plan böyle işler..

    sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki;
    “bize büyük borcunuz var. ödeyemiyorsunuz. o zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin!
    askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, birleşmiş milletlerde bizim için oy verin!.
    elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! onları amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!”
    ve bu arada;
    sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemlerini ele geçiririz..
    bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir.

    bu gördüğünüz ülke akp Türkiye'si arkadaşlar fazla söze gerek yok !
    ···
   tümünü göster