1. 1.
    +4
    Kaç zamandır hayranım o züte.O her rükuya eğildikten sonra kumaş pantolonun araya kaçıp sıpsıkı kavradığı züte.Her cemaat ile namaz icra ettiğimizde o zütü tüm benliğiyle hissedebilmek için sünneti bir ağaç kakan misali hızlıca kılar köşeye çekilir onu seyrederdim. Artık sadece seyretmek beni cezbetmiyordu. Artık dokunmalıydım evet dokunmalıydım. Aklımda parlak fikirler seyir etti birden.Ve cuma namazı çıkışı! Krem pantolonlu, beyaz gömlekli, elinde anahtarıyla her cuma farzı kıldıktan sonra yemeğe yetişmek için erken çıkardı bu kaytan bıyıklı abi. Evet cuma namazı çıkışı kalabalıkta bir fırsat bulup ellemeliydim. Nihayet Cuma günü geldi çattı.Ve sabırsızlıkla abinin çıkmasını bekledim ve onu takip ettim.Ve hemen arkasında saf tuttum. Sünnetten sonra yine iyi bir inceleme fırsatı buldum o muhteşem şaheseri. Farz bitti ve yanımdan "Nasılsın mübarek? " diyerek geçti. Ben de telefonla ilgilenir gibi yapıp hemen arkasından takibe başladım. Ayakkabıyı alma karambolünden yararlanıp oracıkta bitirecektim bu işi. işte sonunda o an! Abinin yumuşacık ve hürrüpak zütünü iyice kavrayarak her santimetre karesini hissederek elledim.Ne muhteşem bir duygu bu?! Benden mutlusu yoktu bu dünyada. Artık her hafta o yumuşacık kalçaya erişme şerefine nail olmak için Cuma günlerini iple çekiyorum.

    Uyarı: Bu hikayede anlatılanlar tamamen gerçek ürünü olup cemaat abilerinin tarzına bir tepki niteliğinde yaşanmış ve yazılmıştır...
    ···
   tümünü göster