1. 1.
    +11 -6
    öncellikle şunu bir okuyun. http://imgim.com/wp_20140717.jpg

    Turan Dursun (1934 - 4 Eylül 1990), Türk yazar, düşünür, eski imâm ve müftü. ibn-i Râvendî'nin tâkipçilerinden olup, yapmış olduğu araştırmalarında islâmiyeti ve peygâmberi muhafazid'i ağır bir şekilde eleştirmiştir.

    islâm dinini açıkça eleştirdiğinden ötürü köktendinci kesim tarafından tehditler almıştır. 4 Eylül 1990'da evinin önünde uğradığı suikast sonucunda yaşdıbını yitirmiştir.

    1934'te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Gümüştepe köyünde imâmiye-i isnâ‘aşer’îyye mezhebine bağlı Câferî bir ailenin evlâdı olarak dünyaya geldi.

    Babası aileyi geçindirmek üzere köylerde imâmlık yapmaya başladı. Kıt kanâat geçinen babasının tek arzusu, oğlunun "imâmet (isnâ'aşerîyye i'tikadı)" esâsları doğrultusunda imâmet (isnâ'aşerîyye-Câʿfer’îyye Şiîliği i'tikadı) merkezi konumunda bulunan Basra ve Kûfe’de çok kuvvetli bir din eğitimi alarak eşi benzeri görülmemiş bir din âlimi olmasıydı

    Bu amaca yönelik olarak babası oğlunu yatılı din okullarına, Kur'an kurslarına, ve birçok ünlü hocanın yanına eğitim alması için gönderdi. Bu hocalardan dini eğitimi alabilmek için Ağrı'dan Muş'a, Adana'ya ve oradan da Türkiye'nin birçok şehrine, kasabasına ve köyüne gitti.

    Diyânet işleri Başkanlığı’nın ilâhiyat Fakülteleri’nde sürdürdüğü Sünnî-Hanefî-Mâtûridîyye i'tikadî mezhebi ana ilkelerine dayalı olarak verilen eğitim karşısında ailesinden öğrendiği imâmet (isnâ'aşerîyye-Câʿfer’îyye Şiîliği i'tikadı)’nın esâslarına bağlı kalmak suretiyle bir ilâhiyat eğitimini alamayacağını anlayayarak, Monoteistik dinler tarihi eğitimi almaya karar verdi.[3] Askerlik çağına ulaşana kadar Kürtçe, Çerkezce ve Arapça öğrendi. Antropolojiyle de yakından ilgilendi.

    Müftü iken islâmiyeti, Hıristiyanlığı ve Yahudiliği hem kendi kaynaklarından, hem de diğer kaynaklardan yararlanarak daha detaylı bir şekilde birbiriyle karşılaştırıp, kökenlerini aramaya yönelik çalışmalar yürüttü

    Yürüttüğü bu yoğun çalışmaların yanında söylence ve hikâyeleri de okudu. Sürdürdüğü bu yoğun çalışmalar esnasında okuduğu efsane ve öyküleri kutsal metinlerdekiler ile kıyaslayan Dursun'nun dinî inancında büyük sarsıntılar meydana geldi.[7] Neticede, dinî inancında hâsıl olan bu ikilem ve tezahürlerin etkisi altında müftülük görevinden istifâ etti.

    1987 yılında Doğu Perinçek'le tanıştı ve onun yardımıyla 2000'e Doğru adlı dergide Din Bilgisi adında bir sayfada yazmaya başladı. Daha sonra Saçak, Teori ve Yüzyıl gibi dergilerde de yazdı. Bunun yanı sıra birçok kitabı yayına hazırladı. ibn Haldun'un Mukaddime adlı eserini Türkçeye çevirdi.[8][9] Hazırlamakta olduğu kapsamlı Kur'an Angiblopedisi'nin ilk 8 cildini tamamlayabildi.

    Turan Dursun, 4 Eylül 1990 tarihinde istanbul'da evinden çıkıp işe giderken uğradığı bir silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Dört yıl sonra, islami Hareket Örgütü'ne yönelik operasyonda cinayetin çözüldüğü açıklandı. Örgüt üyesi Arif kod adlı Tamer Aslan, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde verdiği ifadede Turan Dursun'un öldürülmesine nasıl karar verdiklerini şöyle anlattı:

    “ Mesut [kod adlı irfan Çağrıcı], yazarlık yapan ve yazdığı yazılarda Hz. Peygamber efendimizle kutsal Kur'an-ı Kerim'i küçük düşüren Turan Dursun'un öldürülmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine benle kod adı Kemal olan kişiyle önce bu konuya itiraz ettik. Çünkü bu şahıs öldürüldüğünde basın bu olayı abartılı olarak halka yansıtacak bundan dolayı da şahsa kötülükten ziyade iyilik yapmış olacağız kanaati benle Kemal'de hakimdi. Biz bu görüşümüzü Mesut'a ilettiğimizde bizimle 15 gün görüşmedi. Mesut, tekrar Turan Dursun'un öldürülmesi olayını yinelemesi üzerine ben ve Kemal olayın istihbaratını yapmak üzere görev aldık.
    ···
   tümünü göster