yaptığımız en kral uyanıklığı anlatıyoruz

babam bana arabanın ruhsatını vermiyordu, ben de kızla buluşucam geç kalmışım. kızın okulu da anadolu hisarı tarafında marmara üni. neyse nasıl gitsem diye düşünüyorum otobüs falan hiç çekilmez, en iyisi arabayı alayım kaza yapmazsam sorun da çıkmaz dedim aldım arabayı. cebimde ehliyet var ruhsat yok amk babam arabada tutmaz zaten ruhsatı, bi yandan arabayı sürüyorum bi yandan da götüm atıyor. üsküdar sahildeki tek gidiş tek geliş yolda beykoz istikametine doğru adım adım ilerliyoruz. trafik felç, yolu da dubayla kapatmışlar dönüş falan yasak. trafik artık iyice kilitlendi, indim arabadan öndeki adama "ne oluyo böyle niye trafik tıkalı" diye sordum, adam "100 metre ilerde kontrol yapıyolar" dedi. al işte benim gaspetliğimle en fazla bu olurdu. neyse biraz ilerledik kontrolden önce öylesine etrafı gözetleyen bi polis memuruna denk geldim ve aniden bir şimşek çaktı şu soruyu sordum
"abi ben kadıköy'e gidicem nasıl giderim?"
polis bunu duyar duymaz bana yardım etme hevesiyle "ooo kardeşim sen tam ters istikamettesin" diyerek dubayı kaldırdı, "bak şimdi yolun diğer istikametine geç dümdüz git bu yol siyami ersek'e çıkar oradan sağ yap rıhtımdasın" dedi. "eyvallaaaaaaah sağ olasın" dedim kontrolden kaçıp direkt arabayı ilk bulduğum yere park ettim ve otobüsle devam ettim. tam 40 dakika geç kaldım kızdan da sağlam laf yemiştim.