1. 1.
    0
    http://imgim.com/sedlecossuaryoutsidebb6yr1.jpg
    http://imgim.com/sedlecossuarychandeliereq3.jpg

    Asıl adı kostnice Sedlec (ya da ingilizcesiyle “Sedlec Ossuary”) olan Sedlec Şapeli, Çek Cumhuriyeti’nin Kutna Hora şehrinin Sedlec mahallesinde bulunan Tüm Azizler Kilisesi mezarlığında konumlanmıştır.

    Katolik kilisesi’ne bağlı olan bu küçük şapelin son derece ilginç bir özelliği, dünya çapında pek çok kişinin kendisinden haberdar olmasını sağlıyor. Şapel ( ya da anlamı kemik

    kuyusu ya da kemik deposu şeklinde tercüme edilebilecek olan “ossuary”), döşeme ve dekorasyonunda kullanılan 40,000 (yazı ile kırk bin) kadar insan iskeleti ile tanınıyor ve muhtemelen pek çoğunuzun posta kutusuna da bu özelliği ile konuk olmuş durumda.

    Bohemya kralı II. Otakar tarafından kutsal topraklara gönderilen Sedlec Manastırı başkeşişi Henry, bu kutsal görevinden dönerken Hz. isa’nın çarmıha gerildiği Golgota tepesinden (Golgota aramca “kafatası’nın yeri” anldıbına gelmektedir. Tepenin bu adı almasının sebebi, Adem’in kafatasının burada olduğu inanışıdır) getirdiği bir miktar toprağı manastırın mezarlığına serpmiştir. Bu olayın duyulması, manastırın mezarlığının Orta Avrupa’da

    oldukça popülerlik kazanmasını sağlamıştır. 14. yüzyılın ortalarındaki kara ölüm ya da veba salgını ile 15. yüzyıl başlarındaki Hussitler Savaşları nedeniyle mezarlık alanı genişletilmiştir.

    1400 yılından sonra keşişlerden birisi tarafından mezar alanının ortasına Gotik tarzda bir kilise inşa edilmiştir. inşa edilen kilisenin yanında, inşaat sırasında çıkartılan kemiklerin depolanması için kurulan küçük bir şapel kurulmuştur. Efsaneye göre 1511 yılındsa kemiklerin çıkartılması ve depolanması işlemi için yarı kör bir keşiş görevlendirilmiştir.

    Şapel 1703-1710 yılları arasında italyan asıllı Çek mimar Jan Santini Aichel tarafından Çek barok tarzında yeniden inşa edilen şapel biraz daha genişletilmiştir. 1870 yılında ise Çek ahşap oyma ustası František Rint, kemikleri düzenlemesi için görevlendirilmiş ve şapelin bugünkü haline gelmesinden sorumludur. Rint, kemikleri kullanarak şapelin duvarlarından

    birisine imzasını atmayı da ihmal etmemiştir. Rint’in yaptığı iş kesinlikle akıl almaz. Ancak şapelin ortasında bulunan dev şamdan (ya da avize) en ilginç çalışmasıdır. Şamdan insan vücudunda bulunan bütün kemikleri içermektedir.

    1970 yılında Çek gerçeküstücü sanatçı Jan Svankmajer, şapelin bir belgeselini yaptı. Şapelin görüntülerinin hızlı ve kabus benzeri kurgulanması ile üretilen on dakikalık belgesel, tur rehberlerinden birisinin sunumuna ait ses kaydı ile birlikte tamamlanmış ancak Çek Komünist otoritelerince yasaklanan bu ses bantının yerine kısa sözlü bir girizgahı takiben Jacques Prévert’in “Comment dessiner le portrait d’un oiseau”

    Bir kuşun resmi nasıl çizilir) şiirinin Zdeněk Liška tarafından yapılan bir caz düzenlemesi eklenmiştir
    ···
   tümünü göster