1. 301.
    0
    Mersiye-i Hazret-i Süleymân Hân aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân

    (Birinci bend)

    Ey pây-bend-i dâm-geh-i kayd-ı nâm ü neng

    Tâ key hevâ/yi meşgale-i dehr-i bî-direng

    An ol günü ki âhir olub nev-bahâr-ı ömr

    Berg-i hazana dönse gerek ruy-ı lale-reng

    Âhir mekânının olsa gerek cür’a gibi hâk

    Devrân elinde irse gerek câm-ı ayşa seng

    insân odur ki âyine veş kalbi sâf ola

    Sînende n’eyler âdem isen kîne-i peleng

    ibret gözünde niceye dek gaflet uyhusu

    Yetmez mi sana vâkıa-i şâh-ı şîr-çeng

    Ol şeh-süvâr-ı mülk-i saâdet ki rahşına

    Cevlân deminde arsa-i âlem gelürdi teng

    Baş eğdi âb-ı tîğına küffâr-ı Engerüs

    Şemşîri gevherini pesend eyledi Freng

    Yüz yire kodu lûtf ile gül-berg-i ter gibi

    Sanduka saldı hâzin-i devrân güher gibi

    (ikinci bend)

    Hakka ki zîb ü ziynet-i ikbâl ü câh idi

    Şâh-ı Skender-efser ü Dârâ-sipâh idi

    Gerdûn ayağı tozuna eylerdi ser-fürû

    Dünyâya hâk-ı bâr-gehi secde-gâh idi

    Kem-ter gedâyı az atâsı kılurdu bây

    Bir lûtfu çok mürevveti çok pâd-şâh idi

    Hâk-ı cenâb-ı Hazreti der-gâh-ı devleti

    Fuzl u belâgat ehline ümmîd-gâh idi

    Hükm-i kazâya virdi rızâyı egerçi kim

    Şâh-ı kazâ-tüvân ü kader-dest-gâh idi

    Gerdûn-ı dûna zâr ü zebûn oldu sanmanuz

    Maksûdu terk-i câh ile kurb-ı ilâh idi

    Cân ü cihânı gözlerimiz görmese n’ola

    Rûşen cemâli âleme hurşîd ü mâh idi

    Hurşîde baksa gözleri halkın dolagelür

    Zîrâ görünce hâtıra ol meh-likaa gelür

    (Beşinci bend)

    Gün doğdu şâh-ı âlem uyanmaz mı hâbdan

    Kılmaz mı cilve hayme-i gerdûn-cenâbdan

    Yollarda kaldı gözlerimüz gelmedi haber

    Hâk-i cenâb-ı südde-i devlet-meâbdan

    Reng-i izârı gitdi yatur kendü huşk-leb

    Şol gül gibi ki ayru düşübdür gül-âbdan

    Gâhî hicâb-ı ebre girer Husrevâ felek

    Yâd eyledikçe lütfunu terler hicâbdan

    Tıfl-ı şirişki yerlere girsün duâm odur

    Her kim gamından ağlamaya şeyh u şâbdan

    Yansun yakılsun âteş-i hecrinle âftâb

    Derdinle kara çullara girsün sehâbdan

    Yâd eylesün hünerlerüni kanlar ağlasun

    Tîğın boyunca kara batsun kırâbdan

    Derd ü gamınla çâk-i girîban idüb kalem

    Pirâhenini pâralesün gussadan âlem

    (Altıncı bend)

    Tîgın içürdü düşmene zahm-ı zebânları

    Bahsetmez oldu kimse kesildi lisânları

    Gördü nihâl-i serv-i ser-efrâz-ı nizeni

    Ser-keşlik adın anmadı bir daha bânları

    Her kande bassa pây-semendin nisâr içün

    Hânlar yolunda cümle revân etdi kanları

    Deşt-i fenâda murg-ı hevâ durmayub döner

    Tîgın Hudâ yolunda sebîl itdi cânları

    Şemşîr gibi rûy-ı zemine taraf taraf

    Saldın demür kuşaklı cihân pehlevânları

    Aldun hezâr büt-kedeyi mescid eyledin

    Nâkuus yerlerinde okutdun ezânları

    Âhir çalındı kûs-ı rahîl itdin irtihâl

    Evvel konağın oldu cinân bûstânları

    Minnet Hudâya iki cihânda kılub saîd

    Nâm-ı şerîfin eyledi hem gaazi hem şehîd
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster