1. 2401.
    +7
    yok lan bari gitmeden önce bir part atayım da merakları gidereyim.

    şarkımız geliyor. http://www.youtube.com/watch?v=IFDV-TkbRI8

    "evet geliyor" diye cevapladı telefondaki ses. "ebru'yu aramıştım" dedim ve o henüz konuşmadan ekledim "siz kimsiniz?"

    "bir arkadaşıyım. ebru şu an müsait değil." deyince kan beynime sıçradı. "giberim müsaitini! ebruyu telefona ver" dedim bağırarak. "kardeş sakin ol. ben sevgilisiyim. hayırdır?" dediğinde daha bir delirdim. "lan yannan! telefona ver diyorum. illa gelip ananı mı gibeyim?" dedim bağırarak. "gel lan." dedi. onun da ses tonu yükselmişti. "adres ver amın oğlu" dedim. adresi söyledi, ben de tekrarlayarak aliş ve adem'e yazdırdım muallaknin tohumunun adresini.

    telefonu suratıma kapattı sonra. aliş'e döndüm ve "bursa'ya gidiyor muyuz yoksa ben otobüsle mi gideyim?" diye sordum. "oğlum ne oldu lan?" dedi. anlattım durumu. lavuk sevgilisiymiş falan...

    odadan eşyalarımızı bile almadan, aceleyle çıktık. otele yakın bir büfeden sigara, su, bisküvi ve kola aldık bir sürü. yolda durup vakit kaybetmeye hiç niyetimiz yoktu. yol boyunca içim içimi yedi...

    hiçbir yerde mola vermedik. öyle ki çişimiz gelse, boşalan pet şişelerden birine işiyor, camdan dışarı döküyorduk. şişeleri ziyan edemezdik.

    erkeklik yapacağız ya, kimseye haber vermedik amk. zaten böyle durumlarda haber vermeyi isteyebileceğim yegane kişi olan cenk abinin de telefonu kapalıydı. kuzenlerime ya da abime haber verebilirdim fakat bu korkaklık göstergesi olurdu. siz siz olun, kahramanlık yapmaya çalışmayın beyler.

    neyse bursa'ya ulaştığımızda, zaten bildiğimiz bir semte gidip sora sora lavuğun verdiği adresi bulmaya çalıştık. önce mahalleyi, sonra sokağı bulduk haliyle. kapı numarasına kadar gittik fakat bir gariplik vardı. bize verilen adreste giriş katı olduğu yazıyordu ama bu binanın giriş katı, camları gazete kağıtlarıyla kapatılmış boş bir dükkandan ibaretti.

    arabadan inip etrafa bakındığımız sırada sokağın giriş ve çıkışlarından, bu mahallenin çocukları olduğu anlaşılan 25-30 kadar genç girdi sokağa aynı anda. sonra dükkanın kapısı açıldı ve içeriden ebru'yla birlikte 25-26 yaşlarında genç bir çocuk çıktı. "ne oluyor demeye kalmadan sokağın iki tarafından giren çocuklar bize girişmeye başladı.

    bir iki kişiye vurmayı başarabilsek de adamlar anamızı gibti haliyle. en son yürüyecek halimiz kalmayınca bizi sürükleyerek boş dükkanın içine çektiler. içerisi boş değilmiş meğer. birkaç koltuk, bir masa ve etrafında sandalyeler, küçük bir televizyon filan vardı içeride.

    aliş'i, adem'i ve beni domalık vaziyette masaya bağladılar halatlarla. garanti olsun diye koli bandıyla da desteklediler. sonra telefonda konuştuğumuz lavuk haşmetli penisini anüsüme soktu. çok canım yandı...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster