1. 1.
    +2
    ben sennin tüm sorularını yanıtlarım bilimle

    ya sen benim sorularımı bi kitapla nasıl açıklayacaksın ? ? ?

    1.soruna cevap
    Böceklerde solunum, insanlardan çok farklıdır. insanların akciğerleri vasıtası ile nefes alırken bu sistem böcekler için çok farklıdır çünkü böceklerin akciğerleri yoktur. Vücutlarının her iki yanında bulunan spîrakulum denen deliklerden soluk alıp veren böcekler, dünya üzerinde yaşayan birçok canlıda bulunan akciger organı yoktur. Her spirakulum, vücuda yayılıp oksijen taşıyan bir solunum borusunun açıklığıdır.

    ,

    2.soruna cevap
    Kalp vücudumuza gerekli besin maddelerini ve oksijeni sağlayan kanı, dolaşım sistemimiz içinde hareket ettiren, çok dayanıklı kas grubundan oluşan bir pompadır. Kalp göğsünüzün ortasında göğüs kemiğinin hemen altına yerleşmiştir. Kalbin dış yüzünü perikard denilen çepeçevre bir zar kaplar. Bu zar ile kalp arasında, kalbin çalışırken rahat hareket edebilmesi için çok az miktarda kayganlaştırıcı sıvı bulunur. Bir pompa sistemi gibi, kanı damar sistemi ile vücuttan toplar, oksijenlenmesi için akciğere yollar ve oksijenden zenginleşmiş kanı tekrar vücuda pompalar.
    Kalp kendi üzerinde bulunan elektriksel uyarı odaklarından kaynaklanan uyaranlar ile harekete geçer. Kalp ortalama olarak dakikada 72, günde 104,000 ve yılda 38,000,000 kez kasılarak, içinde bulunan kanı vücuda göndermektedir. insan ömrünü ortalama 70 yıl olarak kabul edersek, bu sürede yaklaşık 2.5 trilyon kez kasılmakta ve yine yaklaşık olarak 200 milyon litre kanı pompalamaktadır. Bütün bunları yapan kalbimiz, bir erkeğin yumruğu kadar ve yaklaşık 280-300 gr ağırlığındadır.
    Kalp 4 odacıktan oluşur ve kalbin kapakları tek yöne açılan kapılar gibi, kanın 4 odacıkta akışını sürekli kontrol ederler. Dolaşım vücuddan gelen kanın “vena kava superior” ve “vena kava inferior”dan sağ üst bölüme (sağ atrium) girmesiyle başlar ve “trisküspid” kapağıyla sağ alt bölüme (sağ ventrikül) geçmesi ile devam eder. Buradan pulmoner kapaktan geçerek “pulmoner arter” ile akciğerlere gider. Kan akciğerde oksijenlendikten sonra kalbe “sol ve sağ pulmoner venler”den sol üst bölüme (sol atrium) girer. Mitral kapağı geçerek sol alt bölüme (sol ventrikül) geçer. Sol alt bölümün (sol ventrikülün) güçlü kasları kasıldığında oksijenden zengin kan “aort kapağı”ndan geçerek, “aort” adı verilen ana atar damar ve dalları ile dağılarak vücudumuzun ihtiyaçlarını karşılar.
    Kalbinizin de diğer organlar gibi oksijenlenmiş kana gereksinimi vardır. Kalbin kanlanması, aortadan çıkan “sol ana koroner arter” ve “sağ koroner arter” denilen, kalbin yüzeyinde bir uçtan bir uca dallanarak uzanan iki damar sistemi tarafından sağlanır. Kalbin kas dokusunun büyük bir kısmının kanlanmasını sol ana koroner arter sistemi sağlar. Sol ana koroner arter aortadan çıktıktan hemen sonra sol ön inen arter (LAD) ve circumflex (Cx) arter adında iki dala ayrıl

    ,

    3.soruna cevap

    simdi evolution var. bir de revolution var.
    kimisine gore evrim sureci rastgele ufak olaylara dayanmakta olabilir. ekoloji kompleks bir sistem oldugu icin kaos teorisinden ornek alirsak bu ufak olaylar sistemde ani degigibliklere yol acar. yani bazen evrim yerine devrim olur. aniden degisen dogal durumlar nedeni ile bazi canlilar hayatta kalir, digerler olur. bu durumda a canlisi tukendigi ve b canlisinin canli kaldigi
    her durumda b canlisi a canlisina gore ustun, gelismis bir canlidir diyemeyebiliriz. bazen sadece b canlisi a canlisina gore daha sanslidir. bakiniz zamaninda homo sapiens sapiens canli kalmis
    homo sapiens neandertalensis yok olmus. neandertal adaminin beyin sizei ve beyin/vucut orani bizimkinden daha yuksekmis. belki onlar canli kalsa daha gelismis bir uygarligi yaratan tur olacaklardi vs vs.
    evrim != gelisim.
    (bkz: evrim teorisi/11)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster