bence erkekler de ağlar

ağlar ama sahte olmaz onlar gibi... hıçkıra hıçkıra ağlar...

gider sarhoş olup kendini paralamaz da bir pet şişe suyla indiği sahilde saatlerce ağlar bir yudum su alır ve tekrar ağlar... sonra eve dönüş yolunda ne zaman ezberlediğini bilmediği şarkıları söyler...

zile basmaz... anahtarların sesi ona artık yalnız olduğunu bir kez daha hissettirir ağlar...

artık herhangi bir buğulu cama özenle iki harf yazmaz... kabaca eliyle siler ya işte buna bile ağlar...

erkekler ağlar erkek gibi ağlar... ağlamak çünkü duygularında ne kadar kararlı olduğunun ispatı olur... sonra banyoda açılan bir musluğun altına soktuğu kafasıyla saatler geçirir... erkekler ağlar...

ne geçen zamanın önemi kalır ne günlerin... öyle ki kol saatinin pilinin ne zaman bittiğini bile bilemez... erkekler ağlar...

küçükken yemek sofralarında bırakılan lokmaların arkandan ağladığı gibi... ağlar... geride bırakan için...