1. 976.
    +26
    Akşam olmak üzereydi. Tekele uğrayıp rakı aldım. Siteye doğru yürüyordum. Bi baktım ressam Cengiz arabasını yolun kenarına çekmiş, içinde bira içiyor. Şimdi hiç bulaşmayayım dedim ve direkt olarak eve gittim. Mutfağa girdim, hatun ne olduğunu anlayamadığım bir çeşit yemek yapmaya çalışıyordu. Eee dedi okçu, bugün kadınlar günü. Kutlamayacak mısın kadınlar günümü? Ulan dedim, bi irmik helvası kavur desem kavuramazsın, kendi donunu doğru düzgün ütüleyemezsin, gelmişsin bana kadınlar gününden bahsediyorsun. Neyin günü amk dedim, ne yapıyorsun da kadınlar gününü kutlayayım senin? Bozuldu tabi. Bak dedi, yemek yapıyorum ama. Yemek mi? Yemek dediğin şey sivilceli bir ergen suratına benziyor, hayatta yemem ben o şeyi. Doldurdum bir duble rakı ve salona geçtim. Açtım bilgisayarı, girdim facebook’a. Amk bir de ne göreyim. Ressam Cengiz kendini bilmemne cafe bistroda diye işaretlemiş, yer bildirimi yapmış. Hemen yorum yazdım tabi, Cengiz dedim, ne yalan söylüyorsun muallak. Biraz önce gördüm seni, arabada oturmuş bira içiyordun. Hemen yorumumu sildi, mesaj attı sonra. Baba ne yapıyorsun yaa dedi, böyle adam mı rezil edilir. iyi de niye sıkıyorsun o zaman dedim, arabada içmek ayıp mı?

    insanları anlamakta güçlük çekiyordum gerçekten. Esasen algımın kapıları son derece açıktır ama sütyenini orta ölçekli anonim şirketi flaması gibi ortada bırakan bir kadın bana kadınlar günümü neden kutlamıyorsun diye soruyordu. zütverenin bir tanesi arabada içtiği halde, dışarıya şirin görünmek için kendini cafede işaretliyordu. ilk dublem bitmişti. Mutfağa girdim ve dolabı açıp bir duble daha rakı doldurdum. Hatun masaya oturmuş, yemek dediği şeyi yerken aynı anda sinirden kudurmuş bir yaban domuzu gibi suratıma bakıyordu. Canım sıkıldı, ikinci dubleyi fondip yapıp dışarı çıktım, belki birkaç tane emo tokatlayıp stres atarım diye. Karanlık çöküyordu kısık ateşte pişen pilav gibi ağır ağır ve gece her zaman iyiydi. Kafa dağıtıyordu.
    ···
   tümünü göster