/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
http://www.incisozluk.com.tr/w/ben-bir-nekrofiliyim/
  1. 1.
    +2 -1
    Merhaba arkadaşlar. önceden yazmakta olduğum hikayeyi yarıda bırakıp devam etmeyeceğimi söylemiştim. Fakat karar değiştirerek ikinci sezon başlığıyla hikayeye devam etme kararı aldım. hikayenin başlangıcına http://www.incisozluk.com.tr/w/ben-bir-nekrofiliyim/ burdan ulaşabilirsiniz. okuduktan sonra rez almayı unutmayın yeni sezona başlamak için yakın sigaralarınızı.
    ···
  1. 2.
    0
    up up up up up up up
    ···
  2. 3.
    0
    up up up up up
    ···
  3. 4.
    0
    up up up up up up
    ···
  4. 5.
    +2
    11. Bölüm
    Aradan 3 aylık bir süreç geçmiş ve bu süreç zarfında komada kalmıştım. Uyandığımda çoğu şey değişmişti. Köydeki evimiz bakımsız kalmıştı. Bizimki tabii ki beni terk etmişti. Bu hayat mücadelesi beni kandan uzaklaştırmış görünüyordu. Köydeki evi toparlayacak gücü kendimde bulamamıştım. istanbul’a geri dönme kararı aldım. Köydeki evi satmayı düşünmüyordum. Aslında düşünmemek değil kimsenin alacağını ummuyordum. Tavuk ve yumurtalardan kazandığımız paranın büyük bir bölümü hastane masraflarına gitmişti. Elimde kalan parayla yeni bir ev kiralamak oldukça zordu. Köydeki evi toparlayacak gücümün olmadığından da bahsetmiştim az önce, anca acilen bir iş bulup elimdeki parayla ucuz bir pansiyonda birkaç hafta anca konaklayabilirdim. internet üzerinden iş arıyordum ve bazı ilanlarda gördüğüm çalışma şartlarının içinde konaklama da geçiyordu. Bunun üzerine yoğunlaşıp pansiyon kirası vermekten kaçınmaya çabalıyordum. Bir iki otelde resepsiyon olmak için başvuru yaptım. Geri dönüş yapan otellerle görüşmek için hazırlık yapmaya başladım. Görüştüğüm ikinci otelde işe alındım. Bir iki hafta her şey oldukça sakin ve güzel gidiyordu. Eski yalnızlığımı hissetmiyordum. Buna fırsatım olmuyordu demek daha doğru olur. Günde 12 saat çalışıyordum ve geri kalan zamanı uyuyarak geçiriyordum. Haftalık iznimde ise iş yerinden birkaç arkadaşla çıkıp bir şeyler içiyor hayata ayak uyduruyordum. Ama bunun böyle gitmeyeceği bu olan biteni anlatmamdan belli fakat biraz daha sabretmenizi istiyorum.
    ···
  5. 6.
    +2
    Bir yıla yakın süre geçmişti ve her şey hala daha iyi gidiyordu. Yıllık iznimde köye gitmek için uçak bileti alıp almamakta kararsızdım. Aslında biraz para biriktirmiştim, köyü çekip çevirebilirdim. En azından temiz bir yer olarak bırakabilirdim. Köye gitmek için uçak biletimi aldım ve gittim. Köye girerken farklı bir duygu yaşıyordum. Sanki bu köy benim asıl köyümdü. Sanki çocukluğum burada geçmişti. Sanki burada hiçbir cinayet işlenmemişti. Burada her şey sanki hep tatil havasında gerçekleşmişti. Eve doğru yürümeye başladım. 3-4 dakika yürüdükten sonra karşımda gülen iki bir surat vardı. Bu surat bizim eski yaşlı dostlarımızdan kadın olanınkiydi. Hemen yanına gidip sarıldım. Ayaküstü kısa bir sohbetten sonra ihtiyarı sordum. Yedi ay önce öldüğünü söyledi. Kendi babamı kaybetmiş gibi üzülmüştüm. Biraz duygusallıktan sonra eve gidip biraz dinlenmem gerektiğini söyledim.
    ···
  6. 7.
    +2
    Yatak odasını temizleyip yattım. Uyandığımda saat gece yarısına çoktan gelmişti. Evin içini biraz toparlamaya karar verdim. Evi iyice temizledikten sonra tv’yi açıp bira içmeye başladım. Bir iki derken köye inmeden kasabadan aldığım altılı bira paketi çok geçmeden bitmişti. Uyumaya karar verdim. Nasıl olsa ertesi gün evin dışıyla uğraşırken baya yorulacaktım dinlenmem iyi olurdu. Yatağa geçmeden önce çişimi yapmak için tuvalete gittim. Aletimi çıkarıp işerken tuvaletin penceresinden dışarıyı izliyordum. Aslında dışarısı genel bir tanım oldu tek bir noktaya kitlenmiştim. Kümese. Aslına bakarsanız oraya gitmeyi hiç istemiyordum. Kendimi, yatıp uyumam konusunda ikna etmeye çalışıyordum. Nitekim aletimi pantolonumun içine geri koyarken kümese gitmeme konusunda kararlıydım. Tuvaletten çıkıp yatak odasının kapısına geldiğimde bir türlü içeriye giremedim ve masanın üzerinde duran feneri alıp kümese gitmek için evden çıktım.
    ···
  7. 8.
    0
    2. sezon 11. bölüm burada sona ermektedir. Başlangıç bölümü olduğu için kısa yazdım. Diğer bölümler için buralarda olmayı unutmayın. Saygılar.
    ···
  8. 9.
    +1
    12. bölüm
    Kümese girdiğimde tuhaf olarak her yerin düzgün olduğunu fark ettim. Ben hastaneden çıktığımda kümes incintı ve ben toplamamıştım. Hemen yeraltına girip oranın durumunu merak ediyordum. Bir şok daha… her şey toplu bir biçimde duruyordu. Cesetlere dair en ufak bir kalıntı kalmamıştı. Eşyalar toplu ve içerisi tertemizdi. Bunu yapabilecek tek kişi bizimkiydi. Demek ki ben istanbul’da iken buraya tekrar gelmiş ve ortalığı toparlamıştı. Benim aklımı kurcalayan bunu ne zaman yapmıştı ve ne için yapmıştı. Ben iyileştikten sonra devam etmeyi mi planlıyordu. Ama olamaz ben hastanede yatarken ya da hastaneden çıktığımda burayı temizlemiş olsaydı en azından duvarlarda örümcek ağı olurdu. Cinayetlere devam etmek için olsaydı beni aradan geçen bunca zamanda muhakkak arardı. Yoksa tek başına mı devam edecekti. Sarhoşluğum geçmişti. Olayları toparlamaya çalışıyordum ama başarılı olamıyordum. Sürekli bir soru işareti kalıyordu. Gece saat iki olmuştu ve bu benim hiç umurumda değildi. Arabaya atlayıp ihtiyarların evine gittim. Telaşla kapıya vuruyordum. Yaşlı kadın uykulu kapıyı açıp ‘bu saatte neler oluyor?’ diye sordu. Bizimkinin köye en son ne zaman geldiğini sordum. Benden üç gün önce köye gelmiş ve geldiği günün ertesinde tekrar gitmişti. Gecenin ikisinde yaşlı kadını rahatsız ettiğim için defalarca özür dileyip eve geri döndüm. içim içimi yiyordu. Çok fazla emindim ki bizimki benim buraya geleceğimi biliyordu. Bu hazırlık bunun içindi ama hayır yeni bir cinayet işlemeyecektim. Bizimkine ulaşmam gerekiyordu ama ona dair tek bir iz bile yoktu. Sanki bir hayaletti ve ortadan kaybolmuştu. Tekrar arabaya binip ihtiyarın evine gitmek için arabayı çalıştırdım ama yine ani bir kararla vazgeçtim. Benim meselem için o kadının çile çekmesine gerek yoktu. Kontağı kapatıp eve geri döndüm. Sabah olmasını bekliyordum. Gözüme bir damla uyku girmemişti.
    ···
  9. 10.
    +2
    Nihayet sabah olmuştu. Yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra durulamak için havluyu yüzüme sürtüyordum. Havluyu yüzümden çektiğimde gözüm, çamaşır makinesinin üstünde duran nota takıldı. ‘bunların seninle bir alakası yok. Olması gerektiği için yaptım. Kendi yolunu çizmelisin.’ Yazıyordu. Bizimki her ne kadar kendi yolunu çizmen gerekir dese bile hayatıma yeniden giriyordu. Bu durumdan rahatsızdım. Eşyalarımı toplayıp istanbul’a geri dönme kararı aldım ve ilk uçakla geri döndüm. Yalnız kalmak iyi gelmiyordu. Otelden edindiğim arkadaşlarımın arasında olursam olan biteni kafamdan atabilirdim diye düşünüyordum. Eve gittiğimde arkadaşlarım beni gördüğüne şaşırmışlardı. Sorun olup olmadığını soruyorlar ve bende yalnız kalmak istemediğimi söyleyip geçiştiriyordum. Evde oturmuş tv izleyip bira içerken aralarından biri bir zarfla içeri girdi. Sen gittiğin gün postayla bu geldi aradık ama telefonun kapalıydı sonra da iş telaşından unuttuk, dedi. Zarfı açtım. ‘Başaramıyorsun. Hiçbir zaman da başaramayacaksın. Kaçmak istediğin şey hiçbir zaman yakanı bırakmayacak. Ama lütfen beni karıştırma.’ Yazıyordu. Daha kötü bir ruh haline bürünüyordum. Bizimki her an ensemdeydi, beni hala takip ediyor ve ne yapacağımı benden önce biliyordu. Rengim atmıştı arkadaşlarım kötü bir şey olduğunu fark ettiler. Sebebini ısrarla soruyorlar, ısrarla cevap vermiyor, susuyordum. Dışarı çıkıp bir şeyler içme teklifinde bulundum. Durumun ciddiyetinin farkındaydılar, kabul ettiler.
    ···
  10. 11.
    +2
    Üç arkadaş taksim’de tur atıyor, kafa dağıtmaya çalışıyorduk. Aralarından biri güzel bir bar bildiğini istersek oraya gidebileceğimizi söylüyordu. Onun zevkine güveniyorduk hem zaten içmek için dışarıya çıkmıştık. Ama geçmişinizden kaçamazsınız. Kimilerinin güzel anılara sahip olduğu yerler, sizin kâbuslarınıza neden olan yerle aynıdır. Evet doğru tahmin ediyorsunuz. O bara gelmiştik, her şeyin başladığı o bara gelmiştik. içim huzursuzdu, müzik oldukça fazla ve çok hızlı içiyordum. Tüm gürültüye rağmen bir ara masada sızmışım. Gözlerimi açtığımda arkadaşlarımın yanında dört kadın vardı. Uyandığımda gülümseyerek karşıladılar. Kim bu kadınlar manasında bakışlar attım. Kadınların çalıştığımız otelde konaklamaya gelen turistler olduğunu söylediler. Tesadüf üzerine karşılaşmışlar bence yalan. Bence arkadaşım o kadınların buraya geleceğini biliyordu, her neyse. Kadınlarla tanışma faslı gerçekleşti. Alkolün etkisiyle de hemen kaynaşıldı. Aralarından biri bana yakınlık kuruyordu. Fakat kadın ne kadar güzel de olsa onu kaldıracak güce sahip değildim. Çok yorgundum ve başım çok fazla ağrıyordu. Müsaade isteyip masadan kalktım. Arkadaşlarım da kalkmak istediler mecburen ama eğlenmeye devam etmeleri için ikna ettim. Eve gidip kesintisiz bir şekilde on sekiz saat uyudum.
    ···
  11. 12.
    +2
    Sabah uyandığımda biraz baş ağrım olsa da kendimi düne göre daha iyi hissediyordum. Kahvaltımı hazırlamak için mutfağa yöneldim. Hazır kahvaltılıkları masaya koymadan önce çayı demlemiştim. Çay hazır olana kadar kahvaltılıkları masaya servis edip tavaya yağ döktüm. Yumurtaları kırıp kâsede karıştırırken bir sigara yaktım. Evet, çayı omletten önce demlemeyi öğrenmiştim fakat omleti yaparken sigara içme zevkinden vazgeçememiştim. Omlet hazır olduktan sonra kahvaltıya başlayacakken gece vardiyasındaki arkadaşım eve girdi. Beraber kahvaltı yapıyorduk. Bugün izinli olduğunu ve istersem öğlen gibi gezmeye çıkabileceğimizi söylüyordu, olabilirdi. Onayladım. Öğleden sonra evden ayrıldık. Gitmek istediğim bir yer olup olmadığını sordu. istanbul’da özlediğim tek yer Beşiktaş’tır. Oraya gidebiliriz dedim ve gittik. Ortaköy’de nargile falan derken akşamüzeri olmuştu. Yürümekten yorulmuştuk ve başımın ağrısı ne yazık ki hala geçmemişti. Eve dönme teklifinde bulundum ve kabul edildi. Otobüse binmek için durağa doğru yol aldık. Durağa yaklaştığımızda yoğun bir kalabalığın bir daire biçiminde toplandığını gördük. Kötü bir şeyin olduğunu belliydi. Ben gitmek istemesem de arkadaşım merakına yenik düşüyordu ve peşinden beni de sürüklüyordu. Bir cinayet işlenmişti ve ortada ne bir ambulans ne de bir polis vardı. Olay büyük ihtimalle çok tazeydi. Birkaç dakika sonra polis meraklı kalabalığı uzaklaştırırken tuhaf bir şey oldu. Yerde yatan cesedin bana gülümsediğini görür gibi oldum. Arkadaşımı ikna edip hemen eve geçtik.
    ···
  12. 13.
    +1
    Akşam 9 gibiydi. Dün gece dışarı çıktığımız arkadaşlarım eve geldi. Yanıma çirkin sırıtışlarıyla oturdular ve dün geceden bahsettiler. Daha doğrusu bana yakınlık gösteren kadından bahsediyorlardı. Kadın benim telefon numaramı istemiş ve arkadaşlarımda vermişlerdi. Bu duruma bir yandan sinirlenmiş bir yandan da beğenildiğim için sevinmiştim. Bir saat kadar sonra telefonum çaldı. Kadın arkadaşlarının işinin olduğunu ve müsaitsem benimle bu akşam bir şeyler içmek istediğini söylüyordu, müsaittim ve olabilirdi. Onayladım. Yarım saat sonra kadar görüştük. Saat on bir’e geliyordu. Biraz sohbet falan ettikten sonra balık yemek istediğini ve bende seviyorsam beraber yiyebileceğimi söyledi, seviyordum ve onayladım. Karaköy’e bir balıkçıya gittik. Balıkları söyledikten sonra sıra içecek siparişi geldiğinde rakı içmek istediğini söyledi. Ardından rakıyı merak ettiğini ve denemek istediğini söyledi. 50’lik bir rakı söyledik. Balıklar yendi, rakılar içildi, sarhoş olundu masadan kalkıldı, başka bir otele gidilmek üzere yola çıkıldı. Tam bir otelin kapısından girecekken kadının arkadaşlarından biri beni arıyordu. Bir sorun çıkmış ve kadının acilen onların yanına dönmesi gerekiyormuş. Acilen sorunu pek umursamadım. Otelden içeri girip bir taksi çağırmalarını rica ettim. Taksi geldi kadını otele bıraktıktan sonra taksiciye evin tarifini verdim e eve geldik. Kapıya yaklaştım anahtarı cebimde bulamıyordum, zile birkaç defa bastım. Kapı açıldı ve karşımda gördüğüm kişi tüm sarhoşluğumu zütürdü. Evet kapıyı açan bizimkiydi. Peki ama bizim personel evinde ne işi vardı. Kafamı kaldırdım. Burası personel evi değildi burası benim ailemden bana kalan, köye giderken sattığım evdi. Bizimki bana gülümseyip ‘Ne kadar beni karıştırma desem de bunu beceremeyeceksin değil mi? Her neyse evine hoş geldi!’ dedi.
    ···
  13. 14.
    +1
    12. Bölüm sonudur beyler. diğer bölümler yakın zamanda girilecektir. Saygılar...
    ···
  14. 15.
    0
    Cesetmi gibiyon lan bin
    ···
    1. 1.
      0
      birinci sezonda yaşamıştık böyle bir şeyi
      ···
  15. 16.
    0
    Rez devam et yazmaya iyisin
    ···
  16. 17.
    0
    13. Bölüm

    Gözümü açtığımda yine bir mezarlığın ortasında buldum kendimi. Önceki geceyi düşünüyordum. Bir rüya mıydı yoksa gerçek miydi karar vermek benim için gerçekten güçtü. Bizimki, gerçekten benim eski evimi satın alıp beni bekliyor olabilir miydi? Bunun öğrenmenin tek bir yolu vardı; o eve gitmek. Fakat oraya dönmek istemiyordum. Her şeyin yeniden başlamasını istemiyordum. Kandan uzak durmak istiyordum. Normal bir hayat sürmek istiyordum. Cinayetlere başlamadan önce hissettiğim ruh halinde değildim çünkü. Yalnız değildim, canım sıkılmıyordu, yapacak bir işim vardı vs. mezarlıktan bir an önce çıkıp personel evine doğru yürümeye başladım. Her şeyi unutmak istiyordum. Yaşananları unutmalıydım. Eve gidip temizlendikten sonra işyerime yani otele gitmeye başladım. Çalışmak kafa dağıtmak demekti fakat çalıştığınız yerde unutmak istediğiniz geceye şahitlik edecek biri varsa bu durum bir işkenceye dönüşür. Çünkü işe geldikten hemen sonra izin alıp çıkamazsınız. Unutmak istediğiniz o gece anbean gözünüzün önünde olacaktır.
    ···
  17. 18.
    0
    işe başlayalı bir-iki saat olmuştu. Kahvaltı saati bitmek üzereyken dün gece beraber vakit geçirdiğim kadın resepsiyona geldi. Dün gece neler olduğunu sordu. Bende size anlattığım kadarını ona da anlattım. Fakat ekgib ve yanlış bir bölüm vardı. Dün gece ayrılmamıza sebebiyet veren telefon hiç gelmemişti. Yani kadının arkadaşları beni hiç aramamış, ayrılmak için acil bir işimin olduğunu söyleyen kişi benmişim. Bunu kadın işlerini tamamlayabildin mi diye sorunca anladım. Ne işleri dediğimde olayı detaylı bir şekilde anlattı. Dün gece otele girecekken bitirmem gereken bir işin olduğunu söylemişim. Bunu tamamlamak için acele etmem gerektiğini ve bir taksi çağırıp kadını bizim otele göndereceğimi söylemişim. Geceyi geçirmeyi planladığımız otelden iki taksi çağırmalarını rica etmişim. Birinci taksi beni alırken ikinci taksi kadını almış ben mezarlığa giderken, kadın durumdan şüphelenip beni takip etmiş. Sonuç olarak kadın mezarlıktaki işimi halledip halletmediğimi soruyordu. Dün gece biraz sarhoş olduğumu ve neler olduğunu pek hatırlamadığımı söyledim. Mezarının başında oturup konuştuğun kişi ölen sevgilin ya da eşin miydi diye sordu? Hatırlamıyordum sahiden hatırlamıyordum. Mezar taşında yazan ismi duyduğumda şaşkınlıktan donakalmıştım.
    ···
  18. 19.
    0
    Mezarına gittiğim kişi bizimkinin kız kardeşiydi. Ona hala büyük bir merak duyduğumun farkına vardım. Kadına sadece konuştum mu diye sordum. Kadının konuyu geçiştirdiğini fark ettim ve ısrarla sadece konuşuyor muydum diye sordum. Kadın mırın kırın ederek ‘dün gece belki de çok sarhoştun, yani tuhaftı ama mezarın içine elini sokmaya çalışıyordun. Sanki toprağın altındakine dokunmak istiyormuş gibiydin ve bu yaklaşık bir saat kadar sürdü.’ Dedi. Bir süre sessiz kaldıktan sonra, ne yapmak istediğinin farkında değildin değil mi diye meraklı ve hafif korkulu bir şekilde sordu. Değildim diye cevapladım. Mezarda yatan kişinin eski sevgilim olduğunu ve yakın bir tarihte kaybettiğimi söyledim. Onun üzerine seninle bir şeyler yaşamaktan korkmuş olmalıyım sanırım. Onunla hiç sevişmemiştim ona dokunmadan sana dokunmak istemedim sanırım diye durumu kurtarmaya çalıştım. Kadın beni anlayabildiğini ve bunun sorun olmadığını söylüyordu. Bu olay dışında her şeyden son derece memnun kalmış ve dört gün daha istanbul’da olacağından söz ediyordu. Eğer sende istiyorsan diyordu gitmeden önce bir akşam daha çıkabiliriz fakat alkol almamak şartıyla diyordu. Güzel tebessüm ediyordu. Teklifini kabul ettiğimi ama bana ir gün izin vermesini söyledim. O da benim şartımı kabul edince ayrıldık. O kahvaltı salonuna geçerken ben iş yerimden izin almanın planlarını kuruyordum.
    ···
  19. 20.
    0
    izin almam gerekiyordu çünkü eski evime gidip bizimkinin gerçekten orda yaşayıp yaşamadığını merak ediyordum. Akşamı bekleyemiyordum çünkü huzursuzdum. Müdürümün yanına gidip bir takım işlerimin olduğunu ve muhakkak anlatmam gerektiğini söyledim. ilk başlarda izin vermemeye kararlıydı. Resepsiyona geri dönüp istifamı yazıp tekrar müdürün odasına gittim. izin vermiyorsanız istifa etmek durumundayım dedim halletmem gereken iş son derece mühim hayatımla ilgili bir konu bunun böyle olmasını istemezdim ama lütfen kusura bakmayın diyip istifamı bırakıp odadan çıktım. iş yerinden tam çıkacakken müdür odasına tekrar çağırdı ve gittim. Durumu anlatmamı istedi fakat bunun da mümkün olmadığını dile getirdim. Artık yapacak bir şey yoktu bu durumda muhasebeye gidip çıkışımı alabilirdim ama öncesinde yeni bir yer bulana kadar personel evinde bana bir iki gün idare edip edemeyeceklerini sordum. Kabul edildi ve muhasebeden ücretimi alıp çıktım. işten ayrılma konusunda biraz aptalca davrandığımı düşünüyorum. Çünkü kalacak yerim yoktu tek umudum bizimkinin benim eski evimi almış olmasıydı. Eski evimin önüne gelip birkaç dakika bekledikten sonra zile basmaya başladım. Aradan iki-üç dakika geçmesine rağmen kapı açılmamıştı. Kapının önünden ayrılırken eski komşuma rastladım. Hayırdır ne için geldin falan diye sordu. Durumu anlattım. Evi eski bir arkadaşım satın almış diye duydum doğru mudur diye sordum. Evde hala köye giderken sattığım kişilerin oturduğunu söyledi. Bu sohbet bitmek üzereyken evi sattığım kişi yanımıza geldi. Nasılsın falan sohbetlerinden sonra durumu ona da anlattım yanlış bir bilgi almışım kusura bakmayın diyip ayrılmak istedim. Fakat ev sahibi çay içmeye davet etti ve ısrarlıydı. Teklifini kabul edip içeri geçtik.
    ···