genel türk hikayesi ya. olur öyle demek lazım.

partları hızlı bir şekilde yazıya döküp sabaha kadar yolu yarılamak istiyorum teşekkürler.

Yalan olm bu bizim baldızın da başına gelmiş anlatıp duruyordu. Yok pencereden bakıyormuş su içmeye gitmiş sonra çocuğu kucaklayıp zütürmeye çalışmış falan filan bir ton hikaye. Bizim başımıza gelirse çocuğu elinde alır döner tekme atarım.
Ama gerçek değil kadınların doğum sonrası pgibolojileri bozuluyor kafalarında kuruyorlar işte amk.

ya olm işin mi yok, gece gece milleti korkutucan.

capstakini bana ayarlayın olum rüyalarımdaki kısrak lan bu

Gelen ambulans hastayı değilde cesedi alıp hastaneye kontroller ve otopsi raporu için zütürmüştü . Herkes şaşkınlık içerisindeydi gülnurun ablası yasemin daha ağlayamıyordu bile . Öylecek oturmuş kenara bir bir eve dökülen komşuları izliyordu. içeri giren halime teyze ye gözü takıldı yaseminin . Bu kadın hiç gelmezdiki bize gerçi kötü günde destek olmak istemiş diye içinden geçirdi . Halimenin yasemine yaklaşıp başınız sağolsun kızım demesi ile sanki o şaşkınlığı atmış yüzüne tokat gibi çarpan o anne acısını tüm vücudunda hissetmişti. Birden hüngür hüngür ağlamaya başladı komşular teselliye girişirken Elif ne olduğunu anlamamıştı bile yavaşça çıktı annesinin odasına nereye zütürdüler annemi diye merak ediyordu . Girdi içeri babası ve bir polis içerde tutanak tutuyordu . Yatağa çevirdi gözünü yatak kan revan içerisindeydi . Elif korktu tir tir titreyerek ağlamaya başladı ve altına kaçırdı . Babası koştu çok sevdiği eşinden ona kalan tek şey baba vasfıydı . O da bilmiyordu . Ne oldu nasıl oldu . Bunların daha başlangıç olduğunu kim bilebilirdi ?

Bir iki part daha ekleyeceğim ilgi alayakaya göre okuyon bi iki kişi olursa devam ederiz.

Okulda yok sabahlayan iki üç ergen girmiş laf atmış eski tayfa meraklılardan varsa anlatayım

Babası aldı gülnuru aşağıya indi . Yasemini aradı gözleri salonun köşesinde oturuyordu. ağladığından dokunmak istemedi . Gülnuru susturduktan sonra çıktı yıkarıya hemen çarşafı felan topladı aldığı gibi zütürdü attı çöpe. Öğleye otopsi yıkanma işlemleri yetişirse defin edeceklerdi . Yoldaydı tüm akrabalar . Polis emeklisiydi Mehmet bey. Emekli olunca işi gücü bitmiş deniz kenarı bu kasabada güzel bir ev almış kafa dinlemek amaçlı taşımmıştı. Vakit öğle vaktine yaklaşmış memleket afyondan hemen hemen tüm aile gelmişti . Cenazede ilden adli tıptan alınıp getirilmişti köye . Defin işleri tamamlandı ve eve dönüldü .

Akşama kadar gelen giden derken vakit geçmiş artık aile üyleri kalmıştı saat 11 i gösteriyordu artık Elif hanımın annesi babası ve pek çok kişi ağlamaktan bitap düşmüşlerdi ama herkesin sormayı unuttuğu bir şey vardı neden oldu bu nasıl oldu . Adli tıp olayı bağırsak ciğer yetmezliği olarak nitelendirmişti ama elif hanımın daha bir ay öncesinde yapılan gebelik kontrollerinde her şeyi güzel çıkmıştı . Sessizliği elif hanımın annesi bozdu mehmet beye döndü oğlum nasıl oldu dedi tutamadı kendini ardından ağlamaya devam etti . Mehmet bey bilmiyorum anne bilmiyorum sabah ağrılarla uyandı ezan vaktiydi . Erken doğum zannettik ama değilmiş altındanda kan gelince öyle sandım ama değilmiş ambulansı aradık ama hastaneye bile yetişsede kurtarılamazmış nasıl oldu inan bilmiyorum diye ağlayarak konuştu . Elif hanım karnında bir de bebek zütürmüştü bir de melek zütürmüştü . Bu zaten zor olan acının kubvetini dahada arttırıyordu.

Artık vakit geçti herkes bir köşeye kıvrıldı evin içi adım atılamicak kadar kalabalıktı . Herkes yatağına gitti ama mehmet bey gidemiyordu nasıl gidecektiki . Dışarda en son bir sigarasını içip kızlarının odasına gitti üst kata . Onların yanına kıvrıldı.

Mehmet bey gözlerini açtığında hava hala karanlıktı onu uykudan çığlıklar ve ağlaşmalar uyandırmıştı . Gülnur yerinde yoktu ve yaseminde onunla beraber uyandı . Aşağı indiklerinde uyuyan herkes bir telaş içerisindeydi . Gülnur çığlık çığlığa bağırıyordu. Herkesi de o uyandırmıştı eşinin annesi ise dışarda yaka paça ağlıyordu mehmet bey ne olduğunu bile soramıyordu . Dışarda sabah çöpe attığı kanlı çarşafı gördü o nerden geldi ben atmıştım onu dedi ama kimse bilmiyordu hemen annenin elinden alıp attı onu tekrardan . Herkesi içeriye soktu . Gülnuru sakinleştirmek için aldı ama sakinleşmiyordu bir türlü yasemin de babasıyla beraber hiç bir şeye mana verememişti . Kızım ne oldu sana dedi gülnur sakinleşir sakinleşmez baba ablalar geldi onlar getirdi çarşafı dedi . Evdekinlere sordu ama kimse bilmiyordu . Kızım ne ablası kimmiş bunlar dedi baba ben uyuyamadım camdan bakıyodum beni işaret ettiler çağırdılar bende aşağıya indim kapıyı açtım baktımki bu çarşaf önüme attılar beyaz saçlılardı çok korktum baba sonra ben bağırınca nereye gittiler göremedim dedi.
Varsa bi kişi ses versin devam edeyim.

kadınlar dogumdan sonra lausalık adı verilen bir döneme girer, bu dönemde çok kırılgan olurlar, piskolojik olarak tutarlı olmazlar, bu piskolojik tutarsızlık çocuklarını öldürmelerine kadar gider, ve bu oran çok ciddi miktarlardadır, zaten bu yüzden araştırılmış adlandırılmıştır, kadınlar genellikle çocuklarını bogarak öldürür, türkler göçebe iken kadınlar çocuklarını çadırlarda bogarak öldürdügünden ve görende olmadıgından ve kadın bunu genellikle reddediceginden, çünkü piskolojik bir boşluktalardır ve anlık kırılmalardan sonra buna anlam veremezler ama çocuk ölmüş olur,,, ayrıca kadınlar dogum yaptıktan sonra lausalık dönemimde yüksek ateş ile birlikte halisinasyonalr göre bilir ve kendisine zarar vere bilir, zaten çocugu öldürmesinde bir deir etken yada ben böyle bir karı gördüm çocugu bogdu gitti vsvs insanlar olayları alkarası adını vedikleri mistik varlıga baglamışlardır..

alkarasına karşı anadoluda kadınların uyguladıgı yöntem

1 kadını asla yanlız bırakma(kendisine zarar vere bilir)
2 kadınla çocugu asla yanlız bırakma(boga bilir)
3 kadın yataktan kolayca ulaşa bilicegi yerlere kesici aletler koyma(refakatçi kadına saldıra bilir)

günümüz modern tıp ise hemen hemen aynı yöntemleri uygulatır
kadınla çocugu dogumdan sonra yan yana bırakmaz, bir süre refaket eşliginde görmesine izin verir ve sonra ondan ayırır,
kadının yanında refaketçi kalmasını teşfik eder

iLGiNÇ BiLGi
bir kadın dogum yaptık 3 yada yanılmıyorsam 6 ay içinde çocugunu öldürürse alıcagı ceza büyük oranda indirilir, zira bu dönemde katil olan anne halka göre alkarası dönemimde tıbba göre ise lausalık döneminde kabul edilir.

unutmaden bir edit her ne kadar türk kadınları bunun bir tıbbı sorun oldugunu bilsede, heşireler yinede dogumdan sonra dogum yapan anneye kırmızı bir ip baglar, ne olur ne olmaz modern tıpta bir yere kadar amk diyerek :D

Uyuyana kadar elimden geldiğince bir kaç part gireceğim .

Herkes çocuğa pek kulak asmadan tekrardan köşesine kıvrıldı . Mehmet bey gülnuru alıp odaya çıkarttı ve ablasıyla beraber yatırdı . Olanlardan sonra uykusu kaçmıştı . Sigara içmek için bahçeye indi. Bahçede hava alan eşinin babasını gördü ve beraber hiç konuşmadan sigaralarını içtiler . Baba geçecek oğlum geçecek dedikten sonra sigarayı atıp içeriye gitti . Mehmet bey acısını dindiremiyordu . Bahçedeki ağacın altına çekip sigaradan bir fırt çekip ağlamaya devam ediyordu. Ne olacaktı nasıl olacaktı bilmiyordu ama ayakta durması lazımdı ona emanet iki koz çocuğu vardı . Artık yükü dahada büyüktü .

Yorulmuş olacaktıki yerinden kalkası gelmedi oracıkta dalıvermiş .
Gördüğü rüyayı mehmet bey anlatıyor:
Aynı o ağacın altında oturuyordum kafamı yukarı kaldırdım eşimin kanlı çarşafı ağacın dalları üzerindeydi deliye dönmüştüm bir taraftan gülnurun ağlama sesleri geliyor bir taraftan yasemin baba diye çığlık atıyordu eve doğru yürüyecekken camlarda kadınların bana baktığını görüyordum . Uyandığımda sabah olmuştu .

Gün yeni ağarıyordu yavaş yavaş kimse daha uyanmamıştı çünkü hepsi bitik haldeydi . Mehmet bey içeri tam girecekken bahçeyi çevreleyen tellerin arkasındaki otların oradan bir kaç çatırtı geldi . Mehmet bey hayvandır deyip içeri tekrardan yöneldiki eşinin çığlığını duydu mehmett diye uzunca avazca bağırıyordu . Mehmet bey koştu oraya doğru ama çitler ve otlar diğer tarafın görünmesine izin vermiyordu . Bahçe kapısına doğru yöneldi gidip bakacaktı bir hayal olamazdı . Bahçeden çıkıp çitlerin o taraftaki köşeyi tam dönecektiki arkadan bir ses geldi akasını döndüğünde komşuları olan ama fazla gidip gelmedikleri halime hanım ve koşasıydı . nereye oğlum dedi mehmet bey cevap veremedi öyle hava almak için çıktım dedi halime hanım eşine fırsat vermeden lafa atıldı koşarakmı hava alıyorsun evladım dedi . Mehmet bey cevap vermedi . Oğlum öğle yemeğini biz getireceğiz haberiniz olsun siz uğraşmayın dediler ve gittiler . Mehmet bey çalılıklara doğru tekrar yöneldi . Gittiğinde hiç bir şey yoktu . Tam dönüp gidicekken gözüne yeni töremiş incir dalları çarptı . Art arda sanki salatalık bostanlığı gibi o bölgeyi incir fidanları talamıştı. Eve doğru yöneldi ve gitti .

Artık hava tamamen aydınlanmıştı . Herkes uyanmış birer lokma yemişlerdi kimsenin kahvaltı yapıp boğazını düşünecek takati yoktu. Artık işinden dolayı çocuklarından dolayı gitmesi gerekenler vardı çoğu kişi gitti elif hanımın kardeşleri , annesi babası ve mehmet beyin annesi babası dışında bir kaç kişi kalmıştı . Gelen giden çok oluyordu . Ev dolup dolup boşalıyordu ama mehmet bey habire sabahki sesi düşünüp duruyor aklından çıkaramıyordu .

Öğle yemeğine halime hanım ve eşi yemekleri dedikleri gibi getirdiler . Mehmet bey uzak olmalarına rağmen ilgilerine şaşırmıştı . Halime hanım ve eşi hocalık yani bu adı anılmaz 3 harflilerde uğraştığı söylenilir sevilmezlerdi . Ama hiç kimseyede dokunan bi kötülükleri yokturdu . Yemekler dağıtıldı yenildi . Halime hanım ve eşi gidecekken mehmet bey teşekkür etmek için arkalarından bahçeye yöneldi . Kapıdao yakaladı ve teşekkür etti arkasını dönüp eve girecekken halime hanım seslendi oğlum zamanımı bilemiyorum ama beş dakikan varsa gel hele diyeceklerim var dedi.

Sonra okurum

Mehmet bey tekrardan onlara doğru gitti . Oğlum diye başladı söze halime teyze oğlum bak bilmem bizi nasıl bilirsin nasıl anlatırlar güvenir misin güvenmez misin ama sana deyceklerim var . bu vaziyet vaziyet değil çok başka şeyler var . Sen o tür şeylere inanırmısın bilmiyorum ama birinin el atması lazım yoksa bu düğüm hepinizi boğacak . El kadar bebelere yazık oğlum sağına soluna dikkat et sana dahada açmak isterim ama korkarım oğul bizden kimseye kötülük gelmez ama düşmanımız sevmeyenimiz çoktur . Sakin kafayla düşünüp taşınalım oğul. Mehmet söze girdi ben dediklerinizden hiç bir şey anlamadım diye halime teyze oğul git bi nefes al eğer bize biraz güven duyuyosan gel biz sana demeden de uğraştık ama senin yardımın gerek olayın iç yüzünü bilemezsek bişey yapamıyoruz dedi ve dönüp gittiler . mehmetin dikkatini eşini çekti o adam neden hiç ses etmiyordu hiç duymamıştı sesini diye düşündü ve eve döndü .

Akşama doğru karanlık çöktü evde toplasan 15 kişi kaldılar çoğu kişi memlekete afyona dönmüştü . Mehmet bey ağlayan yasemine bakıp oturuyordu . Gece oldu zor da olsa ikna edip yataklarına zütürdü yaseminle gülnuru . Onlar dalmışlardı evdeki herkes dalmıştı . Mehmet bey yatak odasına geçti yatağa bakıyordu 10 15 dakika öyle baka kalmıştı iç çekip pencereden doğan aya bakmak için yöneldi . Aya baktı bir okadarda tam kfasını çevirip içeri yönelecektiki ağacın altındaki gölgeye dikkati gitti .
Ayın parıltısı ile ağacın gölgesi sağa kaymış durumdaysı ama ağacın sol tarafımda dallı budaklı bir çalı gölgesi ve insana benzer bir silüetin gölgesini gördü gözünü alamadı o gölge sanki sağa sola sallanıyordu ama görünürde gölgenin ait olduğu bir cisim yoktu . Dili kitlendi eli ayağı tutmaz oldu tam o sırada eşinin canım burdayım sesi geldi arkadan dönmek isterken boşalan eline ve ayağına hakim olamayarak yere yapıştı.

Uyandığında kafasındaki ağrıyı hissediyordu . Şiddetli düşmeyle darbe almış olmalıydı . Hava aydınlanmak üzereydi ayağa kalktı ve gördüğü rüya aklına geldi rüyasında yanında şehit olan arkadaşı ve eşi vardı ona dikkatli ol yanındalar diye sesleniyordu. Mehmet bey gazilikten dolayı malulen emekli olmuştu . O çatışmada arkadaşı onun kadar şanslı değildi ve ölmüştü .
Üçüncü Günüydü eşinin gidişinin . Sabah erkenden toplanıp mezara gittiler . Mezarın karşısında herkes dona kalmıştı . Mezarın normalde üstüne piramitimsi atılan toprak dağıtılmış dümdüz olmuştu . Herkes kızdı hemen şikayete gidildi mezarlık idaresine ama onlar kimsenin yapamiyacağını hayvanın bile içeri giremeyeceğini söyleyip şikayet dilekçesini kabul ettiler