Yazdıklarım dolapta fotoğraf çekmek için dizmekle uğraşmadım

2 senedir ekstrem trekking yapıyorum araçsız 15 kilodan ağır çantayla. bu yiyecek en obur adamı bile tok tutar yazdıklarım da dahil yiyeceğe

Bahsettiğim, seçilen (yazdıklarından bazıları) ürünlerin kamp için uygun olmadığı.

Mesela kampçıya şarap gerekmez. Şarabı keyif için yanına aldın diyelim, gittiğin yerde sana hareket ve düşünme kaybı yaşatır, zayıf refleksler doğada iyi değil... Ayrıca içerisindeki kükürt idrarını çok keskin bir şekilde kokutacağından hayvanları kamp alanına çeker. Her ihtiyaç gidereceğinde 7-19 km yürüyemezsin. (Ortalama bir yaban domuzunun bildiğim koku alma ve iz sürme mesafesi)
Eve döndükten sonra litre litre iç şarabı orası başka biz de içiyoruz.

Enerji ve şeker ihtiyacın için yanına abur cubur aldığını varsayıyorum ama marshmellowla, jelibonla olmaz o işler. Çok fazla şeker yüklemesi yapmış oluyorsun vücuda onlarla. Gideceğin yerde içme suyu sorunu yaşarsan bunlar seni bitirir. Kampçı her koşulda hazırlıklı olmalıdır. Yanında şeker ihtiyacın için kuru meyve taşı. Hem yerden tasarruf hem de doğal olacaktır.

Konserveler tamam onlara laf yok ama abanmışsın ton balığına, light olanlardan da değil bu içerisinde çok fazla yağ olacağı anldıbına gelir. Yağ iyidir eğer doymamış yağ ise. Gördüğüm kadarıyla zeytinyağlı değil konserve balıklar... Bunun için kamp alanımı her zaman gölet ya da akarsular etrafında seçerim. Olta takımım her zaman çantamda olur. Balıksa taze balığı tercih ederim ama biraz kısmet işi.

Yanına daha fazla karbonhidrat alman gerek, konservelerden seçimini buna göre düzenle. Karbonhidratlar vücutta kana hızlı karışır, hızla yakılır, hızla emilir daha fazla enerji verir. Daha az tuvalet ihtiyacı yaşarsın böylece.